top of page
Ara

AVRUPA’DA AKILLI ULAŞIM

Günümüzde dünya üzerindeki tüm şehirler ister fiziksel ister sanal altyapı olarak türlü zorluklarla karşılaşmaktadır. Günümüzün teknolojik gelişmelerinin getirdiği yükümlülükler ve çözümler şehir planlamacılığını sürekli olarak kendini yenilemeye zorlamakta. Dünyanın en yenilikçi akıllı şehirlerinden birkaçına ev sahipliği yapan Avrupa kıtası da bu yeniliklerden nasibini almış. Birleşmiş Milletler’in insani gelişim endeksinde her yıl listenin üst sıralarını domine eden Avrupa ülkeleri, konu özellikle vatandaşlarının daha iyi şartlarda yaşamasına gelince hiçbir masraftan kaçınmıyor. Teknolojinin nimetlerini sürekli olarak günlük hayata entegre etmenin belki de en büyük çapta olan hali olan akıllı şehirler, insanların hayat kalitesini yükseltme konusunda önemli bir yere sahip.

Bir şehrin en önemli unsurlarından olan ulaşım, şehir akıllandıkça daha da etkili bir unsur haline geliyor. Akıllı şehirler ve bu şehirlerin sistemleriyle entegre bir şekilde çalışan akıllı ulaşım sistemleri, sağlık ve endüstri gibi ulaşımın kritik rol oynadığı alanların verimliliğini son derece arttırıyor. Polis, itfaiye ve sağlık görevlilerinin olay yerine olabilecek en hızlı şekilde gelmesini sağlayan sistemlerin kurulması ve denetlenmesinin önünü açan akıllı ulaşım sistemleri, aynı zamanda saatlere göre trafik yoğunluğunu ayarlayarak arabada seyir halinde geçen zamanı azımsanmayacak şekilde düşürebilir. Akıllı ulaşımın ayrılmaz bir parçası olan akıllı otopark sistemleri ise otopark bulma ve park etme süresini minimuma indirir ve park yeri ararken ortaya çıkan trafiği önler. Tüm bu özellikleri akıllı bir şehir planlamacılığı ile birleştirdiğinizde ortaya insanların ihtiyaçlarına olabilecek minimum süreyi harcayarak ulaşabildikleri bir şehir modeli ortaya çıkıyor.


Akıllı Ulaşımın Temelleri


Akıllı ulaşım, nesnelerin interneti teknolojisinin sürücülerin kullandığı araçlara ve altyapıya entegre edilmesiyle ortaya çıkan ve akıllı şehirleşmenin yapı taşlarından biri olan bir inovasyon. Bu entegrasyon sayesinde araçtan araca ve altyapıdan araca sağlanan veri akışı, kullanıcılara optimal sürüş deneyimini yüksek bir güvenlik ve efektiflik standartlarında yaşatmayı amaçlıyor. Akıllı ulaşımın getirdiği yenilikler tüm yolcu ve yük taşımacılığı türlerine çeşitli teknolojileri uygulayarak ulaşımı daha güvenli, daha verimli ve daha sürdürülebilir hale getirebilirler. Ayrıca bunun gibi mevcut teknolojilerin ulaşım alanına entegrasyonu, bu uygulamanın kullanıldığı alana yeni işkolları açabilir ve bölgesel ekonomiyi canlandırabilir. Bu durum, özellikle Avrupa gibi şehirleşmenin yoğun olarak görüldüğü bir coğrafyada akıllı şehirlerin ve akıllı ulaşımın kaçınılmaz olduğunu gösteriyor.

Akıllı şehirler, akıllı ulaşım ve akıllı otopark gibi kavramlar aslında tek başına bir şey ifade etmiyor. Tıpkı insanlarda kullanıldığı gibi akıllı kelimesi aslında göreceli bir gelişmişlik göstergesi. Yani akıllılaşmanın potansiyel olarak herhangi bir sınırı bulunmuyor. Teknoloji ve entegrasyon seviyesi yükseldikçe akıllılaşmanın üst sınırı da yükseliyor. Eskiden park sensörü gibi basit ama kullanışlı aygıtlar akıllılaşma örneği olarak gösterilebilirken artık günümüz şartlarında fazla konuşulmayan ve göz ardı edilen birer teknoloji haline geldiler. Bu durum gösteriyor ki, hakkında konuştuğumuz ve bize şu an için çok uzak gibi görünen teknolojiler sandığımızdan çok daha hızlı bir şekilde hayatlarımızın ayrılmaz birer parçası haline gelme potansiyeline sahip. Özellikle geleceğin şehirlerinin can damarlarını kontrol edecek olan akıllı ulaşım teknolojilerinin hayatlarımıza katabilecekleri sınırsız.

Akıllı ulaşım, günümüzde kullandığımız ulaşım sistemine göre her açıdan daha üstün bir sistem. Doğaya verilen zararı en aza indiren, yakıt ve zaman tasarrufu sağlayan ve sürücü güvenliğini ön planda tutan bu teknolojinin er ya da geç tam teşekküllü olarak hayata geçirileceği kesin. Dönüştürülmüş bir ulaşım sisteminin nihai faydaları çok çeşitli ve güçlüdür. Her birimiz tarafından hissedilecek, topluluklarımıza ve günlük yaşamlarımıza daha fazla yaşanabilirlik sağlayacaklar. Akıllı ulaşımı güçlendirmek adına yapılan her yatırım uzun vadede büyük bir geri dönüş sağlayacaktır. Yapılacak olan bu yatırımların maliyeti, yatırımın yapılmasına engel olmamalıdır. Akıllı ulaşım ve otopark sistemlerinin tam olarak entegre edildiği bir yerleşim yerinde hem insanların hayat kalitesi artar hem de yapılan yatırım uzun vadede değer kazanır. Yirmi birinci yüzyılın ilk çeyreğini devirmeye yaklaştığımız bu dönemde aslında aldığımız her kararla yirmi ikinci yüzyılın tohumlarını attığımızı unutmamamız gerekir. Bu konuda geleceğe emin adımlarla yürüyen ülkeler arasında birçok Avrupa ülkesini görmekteyiz.


Avrupa ve İnovatif Çözümler


Sayısız millete ve etnik kökene ev sahipliği yapan Avrupa kıtası, dünya çapında en yüksek insani gelişim endeksinin görüldüğü bölgelerdendir. Bunun tek sebebinin akıllı şehirler ve akıllı ulaşım konusunda yapılan yatırımlar olduğunu söyleyemeyiz ancak, bu yatırımların Avrupalılar’ın gelecekte de insani gelişim endeksinde yüksek bir sıralamada olacağının garantisi olduğunu söyleyebiliriz. Birbirine bağlı araçlar ve altyapının güvenlik, ekonomi, sağlık ve çevre için öneminin uzun yıllardır farkında olan Avrupa Komisyonu, zamanla araç sürmeyi tam olarak otonom bir uğraş haline getirmeyi planlıyor. Avrupa Komisyonu ve Avrupa Birliği’nin akıllı ulaşım üzerine gösterdikleri bu hazırlıklar gelecekte her açıdan daha güçlü bir Avrupa’nın habercisi. Potansiyelini tam olarak gerçekleştirmiş ve tüm birliği saran bir akıllı ulaşım projesi ekonomik olarak inanılmaz boyutlarda bir mali külfet doğuracaktır ancak aynı zamanda uzun vadede bölge ekonomisine benzeri görülmemiş bir kalkınma ve birlik duygusu aşılayacaktır. Şehir içi ve dışını tamamen kapsayan bir akıllı ulaşım sistemi, güvenlik ve ekonomi açısından Avrupa Birliği üyesi olan her ülkenin refahının garantörü haline gelir.

Özellikle stabil bir doğal nüfus artışı yakalayamayan Avrupa ülkelerinin eğitimli iş gücü ihtiyacını karşılamak için yaptığı yatırımlar ve insani endeksi yüksek olan bölgelerin diğer bölgelere göre daha fazla beyin göçü aldığı gerçeği, şehirlerin ve ulaşımın akıllılaşmasında kritik bir rol oynuyor. Akıllılaşmaya ve inovasyona yapılan yatırım bölgeye daha fazla gelir ve yatırım getiriyor. Bu durum sürekli olarak kendini besleyen ve gelişen bir şehircilik politikasını da beraberinde getiriyor. Özellikle Berlin, Roma, Paris ve Madrid gibi metropoller sürekli olarak yeni akıllı ulaşım teknolojilerinin kuluçka ve deneme yeri olarak karşımıza çıkıyor. Hem içinde bulundukları şehri akıllılaştıran hem de değer üreten bu girişimler gelecekte kıtanın ulaşımı hakkında söz sahibi olacaklar.

Avrupa’nın şimdiden akıllı ulaşım, akıllı şehirler ve nesnelerin interneti gibi konseptlerin değerini kavradığı çok açık. Birçok köklü otomotiv markasına ev sahipliği yapan bu kıtada akıllı ulaşım konusunda atılan her adım er ya da geç bizi de etkileyecek. Bu etkilere kapılıp sürüklenmek yerine geleceğin ulaşımında söz sahibi olmak istiyorsak biz de çok geç olmadan rekabet edebilecek girişimler oluşturmalı ve değer yaratmalıyız. Çünkü akıllı ulaşım olmadan akıllı şehirler inşa etmek mümkün değildir.

bottom of page