
Akıllı telefonlarımızın hayatlarımızın ayrılmaz parçaları haline geldiğini söylemek yanlış olmaz. Günümüzde akıllı telefonsuz yaşamak, bu cihazların bize sağladığı hizmetlerden ötürü imkansıza yakın bir hale geldi. Akıllı telefon kavramının dünya piyasalarına 90’ların ortasında girdiğini göz önünde bulundurduğumuzda, 30 yıldan kısa bir sürede hayatımızın merkezine bu kadar hızlı geçmiş olması bu teknolojinin önemini tekrar gözler önüne sermektedir.
Akıllı telefon gibi teknolojilerin hayatımızda ne kadar hızlı bir şekilde yer aldığını göz önünde bulundurursak geleceğin teknolojilerine vermemiz gereken önemi daha iyi kavrarız. Bu teknolojilerden biri olan IoT yani nesnelerin interneti, kullanıcıların direkt olarak etkileşimine ihtiyaç duymayan, tamamen akıllı cihazların birbiri arasında internet aracılığıyla veri paylaşmasıyla insanların hayatını kolaylaştıran bir teknolojidir. Toplanan bu veriler analiz edilerek kullanıcının olabilecek en iyi deneyimi yaşaması için işlenir. Bu teknolojiyi kullanan şehirlere akıllı şehirler denir. Günümüzdeki şehirlerin daha yaşanılabilir ve çağdaş olabilmesi için dijital dönüşüme önem vermeleri ve birer akıllı şehir haline gelmeleri kaçınılmazdır.
Dijitalleşmenin Sundukları
Günümüz şehirlerinin dijitalleşerek akıllı şehirlere dönüşmesi düşündüğünüzden çok daha hızlı bir şekilde gerçekleşmekte. Belki farkında değilsiniz ama günlük hayatta kullandığınız birçok elektronik alet sürekli olarak veri depoluyor ve geriye sadece bu verilerin analiz edilmesi kalıyor.
IoT teknolojisinin şehirlere entegre edilmesiyle çözülebilecek sorunlardan biri de ulaşım. Eğer İstanbul gibi büyük bir şehirde yaşıyorsanız hayatınızın azımsanmayacak bir bölümü trafikte geçiyor demektir. Dijitalleşmeyle beraber gelen akıllı ulaşım sistemleri, trafiği gözle görülür ölçüde rahatlatma potansiyeline sahip olan bir teknolojidir. Akıllı ulaşım sistemleri, araçların optimal bir şekilde istedikleri yere güvenli bir yolculuk yapmasını sağlayan ve bunu yaparken kameralar ve trafik ışıkları gibi IoT ile erişilebilecek cihazları kullanan sistemlere verilen addır. Bu sistemlerin görevleri arasında trafiği düzenlemek, kaza riskini düşürmek ve park arayışında geçen süreyi azaltarak trafiğin akışını hızlandırmak var.

Trafikte geçen sürenin azalması direkt olarak insanların stres düzeyinin ve araçların harcadığı benzinin azalması anlamına geliyor. Daha az benzin yakılması da araç başına düşen maliyetin ve karbon ayak izinin küçülmesi demek. Tabii tüm bunlara ek olarak istenilen yere daha hızlı gidilmesiyle insanların kendilerine ayırabileceği zamanı unutmamak gerek. Tüm bu yararların akıllı şehir konseptinin sadece bir ayağı olan akıllı ulaşım sistemleriyle geldiğini düşünürsek, şehirlerimizin dijitalleşmesinin ne kadar önemli olduğu bir kez daha net bir şekilde görülüyor.
Kullanıcıların bu sistemlerden yararlanmaları için çaba göstermelerine gerek yok. Akıllı telefonlar IoT’den elde edilen işlenmiş verilerin uygulamalar aracılığıyla kullanıcılara iletilmesini kolaylaştırarak adeta bir köprü görevi görüyor. Bu köprü üzerinden gerçekleşen karşılıklı veri akışı sayesinde kullanıcı şehirdeki en uygun yollara ve park yerlerine kolayca ulaşabilirken, verdikleri geri bildirim ile sistemin daha iyi hizmet sunmasını sağlıyor.
Günümüzde Dijitalleşme
Dijitalleşme süreci, istenilen teknolojinin şehre kademeli olarak entegre edilmesiyle sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilebilir. Teknolojinin çözeceği sorundan mustarip bölgeler seçilir ve teknoloji belirli bir süre boyunca o bölgede denenir. Elde edilen veriler doğrultusunda değişiklikler yapılır ve pilot olarak seçilen bölgeler genişletilir. Bu sayede şehrin yapısında oluşabilecek hızlı değişimlerden ve olası sorunlardan kaçınılmış olunur. Teknoloji yavaş yavaş şehre yayılır ve bir süre sonra tüm şehri kaplamış olur. Bu tip yayılmanın örneklerini günümüz akıllı şehirlerinde kolaylıkla görebiliriz.
Akıllı şehirler size çok uzak bir geleceğin teknolojisiymiş gibi gelebilir ancak, günümüzde birçok şehir harcamalarını azaltmak için nesnelerin internetini çöp kutularından sokak ışıklarına, su şebekelerinden toplu taşımaya kadar hayatın her alanında kullanmakta. Normal şartlar altında çözülmesi zor olan sorunlarını, sistemlerini dijitalleştirerek çözme yolunu tercih eden bu şehirler, aynı anda hem yaşam kalitesini yükselten hem de bütçelerini rahatlatan projelere imza atmış. Türkiye’nin yüksek nüfuslu şehirlerinin en büyük problemlerinden olan ulaşım sorununun çözümü de bu şehirlerin dijitalleşmesinden geçmektedir.